Pendik Kurtköy Escortcasibom girişgrandpashabetson dakika haberlerkayseri Escortdeneme bonusu veren sitelerperabet güncel girişperabetbetwoon güncel girişbetwoonromabetromabetromabettipobetkingbettingdeneme bonusu veren sitelersouthbetbetgarantisetrabetvaycasinojojobetdeneme bonusuholiganbetcasibombetcio girişcasibomcasibombetciodeneme bonusu veren sitelerdeneme bonusucasibomdeneme bonusucasiboxbetciograndpashabetgrandpashabethttps://www.newstrendline.com/casibom girişbeyaziptv토토사이트casibomcasibom girişholiganbetholiganbetmarsbahisbetciojojobetmarsbahiscasibommatbetkulisbetbetebetsuperbetnakitbahiszbahisbahiscombetturkeymeritbetperabetmarsbahiscasibomsuperbetbetcioextrabetimajbetmavibetmarsbahispinbahistipobetfunbahisdede demo oynamisty casinomarsbahisYeni Deneme Bonusu Siteleri 2025grandpashabetdeneme bonusu veren sitelergrandpashabetgrandpashabetcratosroyalbetDeneme Bonusu Veren Sitelergalabetmobilbahisbetturkeymeritbetholiganbetcasibomcasibom girişnakitbahisGrandpashabetGrandpashabetcasibomatlasbetonwin girişonwingobahiscasibom güncel girişgrandpashabet girişpusulabet güncel girişonwin

Haber Aramızda | Samsun Haberleri

Saathane Meydanı Kazı Çalışmasının Arkasında Neler Yaşandı!

Saathane Meydanı Kazı Çalışmasının Arkasında Neler Yaşandı!
664 views
23 Aralık 2017 - 16:15

Saathane Meydanı’nın yenilenme ve kültür çalışmaları hakkında detaylı bilgi veren Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, kimsenin bilmediği merak ettiği şehir efsanesine dönüşen kazı çalışmalarının arkasında neler vardı neler yaşandı her şeyi Bütünşehir Dergisi’ne ve HaberAramizda.com’ a açıkladı.

ORTADA İKİ GERÇEK VAR

SİT alanı olarak kayıtlarda yer alan Samsun Saathane Meydanı tarihi çevrede kentsel tasarım projesi olarak Büyükşehir Belediye Başkanlığınca başlatılan bir çalışma olarak yapıldı. Aslına bakılınca işin özünde kentsel yenileme tabi ki var diyen Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “Büyükşehir Belediyesinin peyzaj düzenlemesi için kazı çalışmaları yapılmadan önce hukuki statü koruma imar planı yapılması gereken kentin önündeki öncelikli ön görünüm bölgesi olarak kayıtlarda yerini alıyor. Saathane Meydanı tarihi yapılara sahip olması nedeniyle böyle bir statüye sahip bir bölge. Mağdur olduğunu söyleyen vatandaşlarında meseleyi çok iyi anlayabilmesi adil ve doğru olabilmek için Saathane bölgesinin geçmişte ki mazisini çok iyi bilmesi gerekli. Ortada iki gerçek var. Birincisi esnafın mağdur edilişi, ikincisi buranın tarihi bir bölge olarak yer alması. Bir şehrin Yöneticisinin asli görevi tüm kent adına doğruyu yapmak ve de bu doğruyu yaparken de oradaki insanların mağdur oluşunu önlemek. İşte Kent yöneticiliğinde ki beceri burada saklıdır. Bir Belediye Başkanının başarısı bilimsel doğru ile vatandaşın hak hukukunu birlikte çözüme kavuşturmakta işin sırrı” sözleriyle Belediye ve vatandaşlar arasında yaşanan mağduriyet tartışmalarına bir kapı açtı.

UYGULAMA PLANLARI NASIL DEĞİŞTİ

1960 uygulama imar planına bakıldığında öngörülen ve şuan olanlar nelerdir ne değiştiğini açıklık kavuşturan Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “ Şuan ki Taşhan koruma kapsamında değildi. Rahmetli Bülent Ecevit ve Erbakan’ın birlikte aldıkları Türkiye’ye katmış olduğu önemli değerlerden birisi 1974 yılında yayınlanan kıyı ve kültür varlıklarını koruma yasasıdır. 1960 imar planının emrinde Tarihi Taşhan’ın üzerinde bulunan 8 katlı bina ve tarihi Belediyesi binası olarak yer alan bina da 1911 yılına aittir, bu binaların 1960 yasasına göre alınan kararla yıkılması öngörülüyordu.  1960 Plan hükmünde tüm eski binaların yıkılarak bir kısmı park ve yüksek katlı blokların yapılmasını öngören bir 1960 imar planı tarihimizde mevcuttur. Bu imar planının uygulamasının bir kısmı 1969 yılında dönemin Belediye Başkanı Kemal Vehbi Gül’ün döneminde yaşanmaktadır. Şifa hamamı tarafında buğday pazarı caddesindeki sıra halindeki dükkânların bulunduğu kısım park ve yaya yolu olarak 1960 imar planının gereğinde yer almıştı. Şifa hamamı, Taşhan, Medrese sırasında yer alan dükkanlar ve bağlı adaların hiçbir zaman bir imar hakkı olmadı. Benden önceki belediyeler ve benim imar müdürlüğüm, başkan yardımcılığım döneminde de birçok kez bu konunun önümüze gelmesine rağmen imar hakkı verilemedi. 1974’de kültür varlıkları koruma yasasının çıkmasıyla yasanın emri olarak bir kentteki korunması gereken sivil mimarlık eserlerinin tümünün incelenip koruma kararlarına alınması mecburiyeti getirildi” diyerek ifade etti.

SAMSUN’UN TARİHİNİ O AVUKAT KURTARDI

Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “1973 yılında Samsun Büyükşehir Belediyesi ‘belediye proje yarışması’ yapıldı. Yarışmayı mimar Orhan Dinç kazandı. Yarışmada kazanan o projeye göre Medrese, Şifa Hamamı, Belediye Binası, Taşhan yıkılıyor bunların yerine medresenin olduğu yere nikâh salonu hamamın olduğu yere konferans salonu tarihi belediye binasının yerine de yıkılarak yeniden belediye binası yapılması kazanan proje de öngörülüyordu.  Yarışmanın ardından Samsunlu duyarlı bir avukat yasa olmamasına rağmen Osmanlıda Bedi’ü Sanatlar mevzuatına dayandırarak burada ki tarihin yıkılmasını önlemek adına dava açtı ve kazandı. Ardından 1974 yılında kültür varlıklarını koruma yasası da çıkmasıyla Samsun başta olmak üzere tüm Türkiye’de tarihi sivil mimarlıkları koruma kapsamında yürürlüğe girdi” sözleriyle tarihe ışık tuttu.

MAĞDURİYET DOĞRU SAMİMİYET YOK

Saathane Meydanı Kazı çalışmalarında hak ve hukukun geçmiş tarihte nasıl yanıltılarak şuan ki mağduriyetlerin yaşandığını ifade eden Mimar Embiya Sancak, “ 1979 yılının temmuz ayında benim dönemime denk gelen bu kanun emrine göre kırk kişilik tarihçi ve arkeolog ‘dan oluşturulan inceleme komisyonu iki ay boyunca Samsun’da incelemelerde bulundu. O tarihe ait anekdotlardan birisi de incelemeler sonucunda tarihi dokusu bulunan tüm binalar tespit edilirken bazı binalarda tespit edilmesine rağmen tescil edilemedi. Bununda nedeni buradaki binaların sahiplerinden bir kaçının o döneme ait belediye meclis üyesi olarak binalarının tarihi eser olarak tespit edilmesine rağmen tescil edilmesini karşı gelmeleriydi. Şimdi o meclis üyelerinin varislerinden olan kişiler şuan ki kazı çalışmalarında onların dedeleri ve babalarının tersine bu binalar tarihi eserdir itirazında bulunarak yıkılamaz dediler ve mahkemeye gittiler. Şimdi o binalar yıkılırken gördük ki o dönemin meclis üyesi binayı içten yıkarak aslına uygunluktan çıkartmış ve betonarme hale getirmişti. Mal sahiplerinin mağduriyeti doğrudur ama samimiyet yoktur. O binalar tespiti yapılmasına rağmen tescili de yapılmış olsaydı bugün Saathane civarında ki o kazılar da yapılamıyordu. O binaların altında yer alan kazı çalışmalarında 1869 yangınına ait küller çıkarıldı” şeklinde konuştu.

BELDEDİYEDEN TUZAK KARARLAR

Belediye yapmış olduğu faaliyetlerle çok güzel bir tarih mirası bıraktı lakin çok fazla bu çalışma uzatıldığı için vatandaşlar mağdur edildi diye ifade eden Mimar Embiya Sancak,” Meydan ve park yapılacak diye yok pahasına bu alanlar alınarak kamulaştırıldı. Hak hukuk adaletin tümü çiğnenerek, bu insanların mülkiyet hakkı yok sayıldı. Öncelikle bütün bunlar arkeolojik kazı yapmak için değil meydan yapılmak için yapıldı. Burada ki insanlar tuzak kararlar alınarak mağdur edildi. Vatandaşları tek bir parsele toplayarak kamulaştırma değil imar uygulamasıyla haklarını elinden aldı. Daha sonra da imar haklarını elinden alma kurnazlığına gidildi. Onlarca vatandaşa bir iki metrekare yer gösterilerek bir yere toplanan vatandaşların imar haklarını kendi aralarında uzlaşamaz hale getirdikten sonra geri kalan bu yerleri temin etti” diyerek hak ve hukuka uyulmadığı açıklamasında bulundu.

DANIŞMENT KALESi

Büyükşehir belediyesinin yanlışlarından birisi o kadar bilinen tarihi gerçeklere rağmen incele ve araştırma yapmadan o bölgeye park projesi yapılmasıdır diyen Embiya Sanscak, “ daha önceki belediyelerin yıkmayı düşünmesiyle şimdi ki belediyenin ben burayı park yapacağım diyerek kepçeyi o bölgeye sokması aynı anlayışa sahiptir.  Kepçe hafriyat çıkartmak için çalışmalara başladığında 8 metre uzunluğunda 110 cm genişliğinde 1,5 metre yüksekliğinde danişment kalesinin bir duvarı ortaya çıktı. Daha sonra Büyükşehir belediyesi bu eserler ortaya çıkınca hassas davranarak proje çalışmasını durduruldu. Konu Kültür bakanlığına aksettirildi ve çok büyük bir masraf ederek bu tarihin bugün gün yüzüne çıkmasına vesile olan kişi olarak kayıtlara geçti.  Her gün 3 arkeolog 18 ay boyunca burada işin başında yer alarak titiz bir arkeolojik kazı çalışması düzenlendi” diyerek yaşananları açıkladı.

TARİHE ZARAR VERİLDİ

Geçmişte hiçbir yeraltı araştırması yapılmaksızın hizmet yapabilmek için tarihe zarar verildi diyen Sancak, “1994 dönemin belediye başkanı ilk yağmur suyu tahliye borusu çalışmalarında o tarihe dokuya zarar vererek 2005 yılında görev alan belediye başkanı da 94 yılında yapılan tahliye borusunun dar gelmesi sebebiyle boruları değiştirerek ikinci defa o bölgede ki tarihi dokuyu kırmış bulundular. Keyfi yapılmış bir çalışma tabii değil vazife yaparken yapılmış bir tahribattı. Lakin burada ki büyük hata Tarihi çevre de yer altına bakmadan inceleme ve araştırmasını yaptırmadan bu çalışmaların düzenleniyor olmasıydı” diye ifade etti.

BAŞKA BİR MEDENİYET Mİ VAR

Kazı çalışmalarında deniz seviyesinden 4.80 metre aşağı inildiğini ifade eden Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “ Düzenlenen kazı çalışmalarında Danişment kalesinin en alt tabanı çıktı. Tekkeköy’de düzenlenen Uluslararası Arkeoloji Sempozyumunda dile gelen sohbetlerimizde sempozyuma gelen uzman bilim insanları bilimsel bir yayını olmamasına rağmen Saathane kültür tarih kazı çalışmasında Danişment kalesinden de öncesine ait bu bölge de bir medeniyet aranması sohbetlere konu edildi. Bu konuyu daha sonra çıkan verilerle karşılaştırdığımız da bulunan 8 metre uzunluğunda 110 cm genişliğinde 1,5 metre yüksekliğinde duvar parçasının bildiğimiz danişment kalesinden bağımsız olarak eski bir medeniyete ait olma ihtimalleri arasına vardım. Bu hangi döneme ait, hangi medeniyetin mirası, ne için kullanılmış araştırmalara açık bir buluştur” diyerek şuan üzeri kapatılan o yerin aslında daha fazla incelenmesi gerektiğinin altını çizdi.

SİKKELER BULUNDU

Samsun’da uzun süre konuşulan ve şehir efsanesine dönüşen kazılarda ne çıktı sorusunun cevabını veren Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “Kazı çalışmaları içerisinde Bizans dönemine ait sikkeler bulundu. Bu sikkeler bir ticaret için mi burada bulundu yoksa burada danişmentlerden önce Bizanslıların bir ticari yerleşmesi mi var bunlar önemli. Sonuçta burası amisos limanının yanı, burada basitte olsa bir yerleşme mevcut. Antik çağda ki kervan yolu, amisos limanına buradan ulaşıyordu. Kervan yolu toraman tepe sırtından şimdi ki amisos akropolüne gelip şimdiki askeriye oradan diklemesine limana inmiyordu. Antik kervan yolu şuanda da orada olan bizim bildiğimiz Seydi kutbiddin türbe ve mezarlığının altında ki çeşme, belediye hamamının orada ki çeşme, Unkapanı caddesini takip edip mezarlık ve eski havaalanının oradan devam edip giden bir kervan yoludur. Bu yol Antik çağda ticaretin Bağdat’a uzanan samsun parçası olarak tarihte yer aldı. Hiçbir kervan diklemesine gitmez yolu uzatmasına rağmen yanlamasına gider. Bir diğer durum ise kervan yolu üzerinde hayvanların su içebileceği insanların dinlenebileceği çeşmelerin yer alması.1860 Osmanlı haritasında bu çeşmeler gösteriliyor zaten ve halen daha burada yer almakta. Kervanın sahilde ilk ayak bastığı alan şimdiki saathane bölgesidir. Geçmiş dönemlere ait tarih ile örtüşen bulgular bu bölgenin altında yer alıyor. Saathane kazısında bulunan kültür katmanlarında benim görebildiğim 6 kültür katmanı üst üste mevcut olarak bulundu. Amisos a ait günümüzde 2 adet duvar bulundu diğerleri Bizans dönemine ait yapılar olarak kayda geçti” sözleriyle Saathane Meydanının yüzyıllardır medeniyet tarihinde yer aldığını ifade eti.

1600’LÜ YILLARDAN KALMA MÜTHİŞ YAPILAR

Osmanlı döneminden ve 1600 yıllarına ait müthiş çamur küpten temiz ve pis su tahliye tesisatı çok sayıda bulunduğuna tanıklık ettim diyen Şehir Plancısı ve Mimar Embiya Sancak, “ Şuanda üzeri kapatılan buğday pazarı caddesi üzerinde 12 metreye 12 metre boyutunda 1869 yangınında yanan Osmanlı hamamının temelleri olduğu gibi ortaya çıktı. Gelecek nesillere yerinde gösterebileceğimiz özellikle Bizans, Osmanlı ve amisos dönemine ait yapı parçaları çıktı. Kazı çalışmasında bu bulgular bulunduktan sonra koruma kurulu kararı ile burası birinci derece arkeolojik kentsel sit alanı olarak ilan edildi. Bu bölgede herhangi bir yapı ve mülkiyet bulunmuyor. Birinci derece SİT alan da Taşhan, Medrese ve Şifa hamamı restore ediliyor. Restorasyon sonucunda gelecek nesillere çok güzel bir tarihi yeniden görünüme kazanmış olacak.  Geri kalan tarihi kısımlar da üzeri camlatılarak halkın görüşüne açılacak” diye gelecek nesillere kalacak bir kültür mirasını açıkladı.

HABER: Gül Su GÜNDÜZ

Sitemizde yayınlanan haberlerin telif hakları gazete ve haber kaynaklarına aittir, haberleri kopyalamayınız.

<