Gün geçmesin ki Samsun’da; sermaye ile siyasilerin, kalemşorler ile halkın kavgasına şehadet etmeyelim..
Bürokrasi içindeki didişmeler, inat ve kin ile beslenen düşünceler; hizmette süreklilik ve kalite bekleyen toplumun, asli sorunlarına çözüm bekleyişini ötelemesine ya da ertelemesine sebep oluyor..
Toplumun beklentisi; kamuoyunun sorun, istek, huzur arayışı, aksaklık, eksiklik, modernizasyon, refah gibi olgulara dayanırken Samsun yerelinde bu tür talihsizliklerin yaşanması; büyümenin, gelişmenin ve de sosyal yaşamın önüne aşılmaz setler çekmekten öteye gitmiyor..
Oysa; Samsun Valimiz İbrahim Şahin ne diyor?
“Ortak akıl”
Nedir bu ortak akıl Vali Bey?
Bu ortaklığa, hangi akıllar nail olabiliyor?
Bürokrasinin hangi ehil elemanları bu çember içerisinde?
Ve bu akıl hangi gelişime, hangi değişime hizmet ediyor ya da edecek?
Ben bilirimci çevreleri de nasiplendirdin mi bu savından?
Ve ve ve..
Ziyaret etkinliği fotoğrafları paylaşmaktan daha elim meyledişler olmamalı mı Samsun’da..
Silahlanma, cinayetler, uyuşturucu üretim ve pazarlaması gibi toplumun huzur ortamını ayaklar altına alan olumsuz durumlar karşısında geceleriniz gündüz edilmesi ve kararlılıkla üstesinden gelinmesi gerekmiyor mu?
Kamuoyuna bu denli yansımaması için çaba göstermekten öte emek sarf etmek kalıcı sonuçlar doğurmaz mı?..
*** *** ***
Gelelim Samsun Milletvekilimiz ve Ak Parti Çevre, Şehir ve Kültürden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Çiğdem Karaaslan’ın Samsun tanımını yaptığı, ulusal bir gazetede yayınlanan köşe yazısına..
Vatandaş olarak bekasına memur olduğumuz Samsun’umuzun, güzel yönlerini işleyip, ulusal medyada sergilemesinden ötürü teşekkürü borç biliriz..
Yorulmuştuk, “3. Sayfa Haberleri”ne açıklama yaparken “Aslında” demekten..
Aslındalı cümleler de kurtaramaz oldu, dışa karşı, ne kendimizi ne de şehrimizi..
Samsun’da, yıllardır ertelenmiş, yoksun bırakılmış, kontrolsüz hale gelmiş güney muhitleri gündeme getiren pek olmuyor..
Kent kimliğinden uzak, çarpık ve kaçak yapılanma ile onlarca yıldır varlığını sürdüren, özellikle İlkadım’ın birincil göç alan kısmı olan bulvar üstü bölgeler, hem suça hem de gerilemeye etken varlık olarak elimizde duruyor..
Karaaslan’ın, milletvekilliğinden öte Çevre, Şehir ve Kültüründen sorumlu olması ve Samsun yereliyle yakından ilişkili varlık göstermesi; üzerine, herhangi bir vekil olmaktan daha fazlasını yüklemektedir..
Yani; vekil Karaaslan’ın, girdikleri bu taşın altından kalkamayan Büyükşehir ve İlkadım belediyelerine yön tayin etmesi gerekmektedir..
Yoksa daha çok; teknoloji, estetik, doğalgaz, huzur, ulaşım, sosyal kullanım alanı, eğitim gibi toplum gelişimine etken kriterlerden yoksun bir Samsun göreceğiz, “Peyzajcı” kimliğinizin gölgesi altında..
*** *** ***
Dış demişken..
İstanbul yerelinde seçilip ulusu temsil eden milletvekilimiz Metin Külünk; “Samsun, kimliksizleştirilerek hakaret ediliyor” diyerek Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Yusuf Ziya Yılmaz’a gönderme yapmıştı..
Başkan Yılmaz, ait olduğu partinin, gündemini yoğun bir şekilde meşgul eden “Başkanlık Sistemi” ile ilgili yapılan konferansta yoktu, şehir dışındaydı..
Olsa da gelmeyecekti; Canik diye, Başkan Genç diye..
Çünkü tarih, sürekli tekerrür eder Samsun’da..
Oysa, bu büyük adımları atması gereken sadece adı büyük olan belediye ve reisi olmamalı mıydı?
Demek ki; iş, adının büyüklüğünde değil, personel ve liderinin işlevselliğinde..
Hadi yapmadın, git katıl, savun ve cevap ver..
Ama yok, o bunu hesap vermek olarak algılar..
Ondan kimse hesap soramaz..
Kalemşorler kızar sonra..
Ve sonrasında Vali Bey çıkar; “Ortak akıl” der, art dönüşlerin çatısı altında..
Allah’a emanet kalın.