Saadet Partisi Samsun İl Başkanı Av. Hasan Bayram Var ile yapmış olduğumuz özel röportajda Saadet partisi Genel Başkanlık Kongresini, FETÖ Operasyonlarını ve Başkanlık Sistemine bakış açılarını anlattı.
SAADET PARTİSİ GENELBAŞKANI TEMEL KARAMOLLAOĞLU OLDU
Saadet Partisi kongresinin muhteşem geçtiğini beyan eden Samsun İl Başkanı Av. Hasan Bayram Var, “Salondaki katılımcılar kadar dışarıda da Saadet Partili üyelerimiz vardı. Bu coşku hepimize mutluluk verdi. Genel başkan değişikliğini Mustafa Kabalak da istiyordu, 7 Haziran seçimleri, 1 Kasım seçimleri derken dışarıdan gelen saldırılar nedeniyle bir hayli yorulmuştu çünkü. Her zaman doğruları bildiği gibi söyleyen ve hakkı hukuku bilen Kabalak’a yapmış olduğu emekleri karşılığında teşekkür edildi. Yeni bir vizyon, yeni bir heyecan ile genel başkanlık seçimine giden Saadet Partisi Kabalak’tan sonra yerine eski Sivas Belediye Başkanı Temel Karamollaoğlu seçildi” diye söyledi.
Saadet Partisi’ne aday olan genel başkanlar içerisinden en uygun ismin Temel Karamollaoğlu olduğu konusunda hem fikir olan Hasan Var, “ Yeni Genel Başkanımız Erbakan hocamızın da uzun süre yanında yürümüş bilgili eğitimli bir kişilik. Belki birileri yaşından dolayı yine 70 yaşın üzerinde olmasından dolayı eleştirebilirler ama bakıyorsunuz bugün ABD seçimlerine iki aday var ikisi de yetmiş yaşın üzerinde. Dolayısıyla yaş değil önemli olan, bizim için önemli olan partiyi ve davamızı doğru temsil edebilmektir. Biz partililer olaraktan çok iyi ve doğru bir seçimdi sonuçtan ve kongreden memnun döndük” dedi.
OHAL KALDIRILSIN MI?
Olağanüstü hal (OHAL) sürecinin yaşanan 15 Temmuz darbe gecesinden sonra verilen doğru bir karar olduğunu söyleyen Var, “ OHAL’in tabii ki olumsuzlukları da var. İnsan özgürlükleri kısıtlanarak hukuk ve adalet kavramları ne yazık ki olağanüstü halde unutulur, yani maalesef kurunun yanında yaşta yanar. Bu geçmişte böyleydi şimdi günümüzde de oluyor. Devlet refleksi en küçük bir şüphede özelliklede FETÖ soruşturmalarında tutuklama tercihini kullanıyor. Ama şunu da diyebiliyorlar eğer FETÖ soruşturmaları yukarılara, bürokrasi ve iktidar partisine kadar uzanırsa kaos olur, kriz yaşanır, bu insanların adalet inancını da incitiyor, devlete olan güveni de sarsıyor. Nereye uzanırsa uzansın FETÖ soruşturmaları kökünden yapılmalı ve Türkiye’den bu yapı temizlenmelidir” diye söyledi.
OHAL UZATILMALIMIYDI?
İktidar partisi istediği kanunu çıkartabilirken OHAL’in uzatılması çokta gerekli değildi diyen Var, “ OHAL ikinci defa uzatıldı, bizce daha fazla uzatılmaması gerektiğini düşünüyoruz. İlk üç ay darbe tehlikesi daha geçmedi diye uzatılan OHAL, ikinci defa uzatılarak halkın normalleşme sürecini uzatmaktan başka bir şey olmadığını düşünüyorum” şeklinde ifade etti.
SALDIRILAR KİMİN İŞİNE YARIYORSA O YAPMIŞTIR
15 Temmuz Darbe gecesinden iki gün sonra basın açıklamasında bulunduğunu söyleyen Hasan Var, “ Biraz taşların yerine oturmasını bekledim. Birileri bir ülkede bir şey yapmak istedikleri zaman, mutlaka 11 Eylül saldırılarında yaşandığı gibi yine kanlı saldırıya kalkışılır ve o olaydan sonra mutlaka yapılmak istenenler yapılır. Örneğin buna zemin hazırlanır önce, ABD Libya’ya saldırabilmek için kendi uçağını düşürmüştü. Buna Watergate skandalı derler çok eski yaşanmış bir olaydır.
Afganistan ve Irak’a saldırıların gerçekleşmesi için 11 Eylül saldırılarının gerçekleştirildiği yönünde söylentiler var, biz tabii ki bu böyledir demiyoruz bunlar söylenti. Türkiye’de de sanki Türkiye Suriye’ye girsin de ardından başkanlık sistemi de gerçekleşsin de, Dünya’da küresel Siyonizm ve emperyalizm tehlikesi var burada yapmak istediklerimizi yapalım yönünde ortada bir algı var. Mahir Kaynak’ın bir sözünde olduğu gibi ‘bir olay gerçekleştikten sonra kimin işine yarıyorsa, o gerçekleştirmiştir’ diye söylemiştir rahmetli yazarımız” dedi.
BAŞKANLIK SİSTEMİ GELMEZSE TÜRKİYE BÖLÜNÜR NE DEMEK?
Türkiye’ye düzenlenen işgal girişiminin arkasında kimler var sorusu hala aklımızı kurcalıyor diyen Var, “15 Temmuz sadece bir FETÖ değil de FETÖ Örgütünün de kullanıldığı, üst akıl dediğimiz, CIA olsun MOSSAD olsun, Dünya emperyalizmi olsun, Dünya kapitalizmi olsun bunlar tarafından yapıldığı açıkça beyinlerde oluşmaya başladı. Neden çünkü Başbakan son açıklamasında ‘başkanlık sistemi gelmezse Türkiye bölünür’ cümlesi oldu. Bu çok manidar bir cümleydi, o zaman sizi buna zorlayan birileri var, bu ülkeyi biz yönetmiyoruz, emir başka yerden geliyor demektir. “
“Bunu Başbakan gibi bir konumdaki insanın açıklamaması gerekir. Bunu Tayyip Erdoğan açıklasa dersiniz ki ihtirasına, egosuna yenildi söyledi ki daha öncede ‘ben gidersem bu ülke yıkılır’ demişti. Başbakanın kullandığı bu söz de buna eş değer bir söz oldu, yani ‘başkanlık sistemi gelmezse Türkiye bölünür’ açıklaması AK Parti iktidarını birilerinin zorladığı anlamına gelir. Biz başkanlık sistemi getiremezsek bu ülkeyi bölecekler, demektir bu. Bu ülkeyi biz böleceğiz demiyor, bu Ülkeyi terör örgütleri de bölecek demiyor, bu ülke bölünecek anlamı taşıyor” diye ifade etti.
SAADETİN BAŞKANLIK SİSTEMİNE BAKIŞI
Saadet partisi olarak başkanlık sistemine bir şartla karşı olmadıklarını beyan eden Var, “Bu durumun nasıl bir başkanlık sistemi olduğuna ve kimin başkanlığına göre değişeceğini söyledi. Onun için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeme kararı aldık. Dolayısıyla başkanlık sistemi olacaksa nasıl bir başkanlık sistemi olacağı bildirilmeli. Deniliyor ki ÜNİTER bir başkanlık sistemi, bu durum ikiz yasalara kadar gidiyor. Bu demektir ki halkların kendi özerkliklerini ilan ettiği bir sistem içerecektir. 2003 – 2004 yılında iki kanun birden çıktı ve siyasi haklar içeren kanun Recep Tayyip Erdoğan imzası taşıyor, önceki Abdullah Gül imzası taşıyordu, bu kanun gerek siyasi haklar, gerek yer altı kaynaklarından yararlanabilme açısından baskı altında tutulamaz, baskı olduğu takdirde o halklar dışarıdan yardım isteyebilirler maddesi içeriyordu. Bu kanun Sevr antlaşmasından bile çok tehlikeli bir madde. ÜNİTER Başkanlık sistemi dediğiniz, devleti özerkliklere ayırmak mıdır, (lazistan, kürdistan, vs.) bu çok ciddi özerklikler demek olur. Son zamanlarda oldukça sık duyduğumuz Sevr antlaşması askıya alınmıştır Lozan antlaşmasıyla, yani Lozan bir moladır, asıl olan Sevr ‘dir” diye konuştu.
Gül Gülsüm GÜNDÜZ
AkasyamHaber