Türkiye Kamu-Sen olarak okullarımızda yıllardır okutulurken daha sonra kaldırılması kararı alınan Andımız’ın yeniden okunabilme ümidinin ortaya çıkmasından büyük mutluluk duyuyoruz.

Ancak, Danıştay’ın “Andımız”ın yeniden okutulması kararına karşı bazı kesimlerin hazımsızlık gösterdiğine de hep birlikte şahit olmaktayız.

Hemen koro halinde Danıştay’ın kararına tepki göstererek başlamışlar;
Vay efendim neymiş, Danıştay kendisini yürütmenin yerine koymaz, yürütmenin takdir hakkını yok sayamaz, yürütmenin takdir yetkisini kullanamazmış.
Diğeri; Aman efendim, Anayasamıza göre Danıştay, idarenin yerine geçerek karar veremezmiş.

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANAYASASI’nın Başlangıcı’nda

“Türk Vatanı ve Milletinin ebedi varlığını ve Yüce Türk Devletinin bölünmez bütünlüğünü belirleyen bu Anayasa, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, ölümsüz önder ve eşsiz kahraman Atatürk’ün belirlediği milliyetçilik anlayışı ve onun inkılap ve ilkeleri doğrultusunda;” denilmektedir.
Burada mesele hukuksal mı dır,

Yoksa;
“Beni Türk milletinden sayma”  diyen, ne idiği belirsiz Mustafa Sabri’nin savunucusu, Yandaş-Sen’in Genel Başkanı’nın;
“Gerici, baskıcı, militarist, totaliter zihniyetin ürünü olan öğrenci andı” diye tarif ederek verip veriştirdiği, bir zihniyet sorunumu dur.

Geçmişte pkk’nın da kaldırılmasını talep ettiği;

“Türküm, doğruyum, çalışkanım, İlkem: küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir. Ülküm: yükselmek, ileri gitmektir.
Ey Büyük Atatürk! Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe durmadan yürüyeceğime ant içerim.
Varlığım Türk varlığına armağan olsun.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
sözleri kimleri rahatsız etmektedir, kimlere batmaktadır.

Türküm, doğruyum, çalışkanım demek yanlış mı?
Küçüklerimi korumak, büyüklerimi saymak’ ifadesinden rahatsız mı oluyorsunuz?
Bu milletin ekmeğini yeyip varlığınızı nereye, kimlere armağan etmek istiyorsunuz?

Neden olduğunuz gibi görünmüyorsunuz…

Siz ne yaparsanız yapın. Bizim ülkülerimiz Türkçe’dir, ülkemiz Türkiye’dir, mazlumların ve mağdurların umudu da Türk Milleti’dir.

Ecdadımızdan bize miras kalan kudret ve tarihi şuurla, herkese ve her şeye rağmen
“Varlığım Türk varlığına armağan olsun!” diyeceğiz.
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE

Türkiye Kamu-Sen İl Başkanı

Ahmet Keskin