Samsun Türk Ocağı Başkanı Serken Şen yaptığı açıklamada Sevr antlaşmasının 100. yıl hazırlığının yapıldığını belirtti.
Başkan Şen yaptığı açıklamada, Türkiye Cumhuriyeti tarihinde hiç olmadığı ölçüde hassas bir dönem yaşamakta, burnumuzun dibinde asırlık hesaplar hayata geçirilmektedir. Sözde müttefiklerimizin ihaneti, düşmanlarımızın cesareti günden güne artmaktadır. Hayasız akınlarda masum soydaşlarımız, hunharca şehit edilmektedir. Ülkemizin enerjisi Sur’a hapsedilirken bir oldubittiyle Kürdistan’ın ilanı tasarlanmaktadır.
Devletimizin güvenlik tedbirlerini dışarıda ve içerde katliam olarak çarpıtılmakta, şartlar uygunlaştığında yöneticilerimizi savaş suçlusu olarak yargılayabilmenin hesabı yapılmaktadır. Yüz yıl önce Türk’e Ermeni çetelerini musallat edenler şimdilerde bölücü hainleri kullanmaktadır. Amaç, bizleri oyalarken etrafımızı rahatlıkla kurgulayabilmektir. Emperyal hesapların kesişme noktası Kürdistan’ın inşasıdır. Böylelikle Türkiye’yi sürekli uğraştıran, İslam alemiyle sorunlu, güya bağımsız bir yapıyı bölgeye müdahale aracı olarak var edebileceklerdir. Bu sorunlu yapının İsrail’in figüranı olarak İslam coğrafyada rol üstlenmesi öngörülmektedir.
Batı, pis işlerinde tetikçi olarak gördüğü Kürtlere İsrail’in varlığına yönelen tehditlerin paratoneri olma vazifesini de yüklemiştir. Maalesef Türkiye’yi yönetenler bu planı bozmak için atılacak adımları hayata geçirmede gecikmiştir. Suriye sorunun başında ortaya konulması gereken irade daha yeni yeni gösterilmektedir. Üzülerek görüyoruz ki Türk diplomasisi sınıfta kalmıştır. Uluslararası camiada Esed ve İran alan kazanırken Türkiye’nin durumu her geçen gün kötüye gitmektedir. Ukrayna’dan, Arabistan’dan medet uman dışişleri yaklaşımının sonuç alması mümkün değildir. Bu bağlamda atılması gereken adımlara ilişkin tavsiyelerimiz bulunmaktadır. Öncellikle idarecilerimizin Kuvva-yı Milliye ruhuyla milli iradeyi arkalarına alması gerekir. Bunu başaramayan iktidarın yarını bugünden daha iyi olmayacaktır.
Özellikle başkanlık sitemi merkezli kutuplaşmalardan uzak durulmalı, meselenin suhuletle ele alınması sağlanmalıdır. Mülteci meselesi Türkiye’nin sorumluluğu olmaktan çıkarılmalı, dünyanın sorunu olduğu gerçeği somut şekilde muhataplarına gösterilmelidir. Göçmen kartı diplomatik argüman olarak daha etkin kullanılmalıdır. Bölücü terör örgütünün kalkışma provası yaptığı bölgelerdeki operasyonlardan en kısa zamanda sonuç alınmalı eşkıya bir an önce etkisiz hale getirilmelidir. Bu bağlamda ilgili muhitlerde sıkıyönetim de dahil her türlü tedbir gözden geçirilmelidir.
Anadolu, küresel oyunların sahası olmaktan çıkarılıp Suriye ve Irak’taki unsurlar üzerinden bu ülkelerde yeni dengeler kurulabilmenin alt yapısı oluşturulmalıdır. Bu noktada istihbarat birimlerimize önemli görevler düşmektedir. Bütün bu uygulamalar Türk milletine şefkat diliyle anlatılırken hasımlarımıza karşı kararlılığımızı hissettiren bir tavır takınılmalıdır. Aksi takdirde Türkler için ölü doğduğunu düşündüğümüz Sevr Antlaşması’nın imzalanışının yüzüncü yılının dayatmacıları tarafından tüm canlılığıyla kutlanacağı günler yaşanabilecektir.