Kalp krizini andıran kırık kalp sendromu hastalığı hâlâ bilinmeyen birçok yöne sahip. Duygusal ve fiziksel stres sonucu ortaya çıkan hastalık en çok kadınlarda görülüyor
Aşk, acıya neden olabilir. Kırık kalplerin zihinlerde bıraktığı izlerin geçmesi zaman alır. Ancak tıp literatürüne kırık kalp sendromu olarak geçen hastalığın aşkla hiçbir ilgisi yok.
Kardiyolog Heribert Brück, “Kırık kalp sendromu, duygusal ve fiziksel stres sonucu ortaya çıkıyor. Sıklıkla hastanın ailesi ve kişisel hayatını ilgilendiren gelişmeler etkili oluyor. Kırık kalp sendromu, işte bu tür vakalarda sıklıkla kullanılan ‘kalbim kırıldı’ ifadesinden türetildi” diyor.
Doğru teşhisi zorlaştıran etkenler
Semptomlar kalp krizini andırıyor: Göğüste şiddetli ağrı ve nefes darlığı ortaya çıkıyor. Kalp krizini andırması doğru teşhis konulmasını zorlaştırıyor.Kırık kalp sendromunun ölüme yol açma ihtimali yüzde 1 – 3 oranında seyrediyor. Kalp kasları birkaç hafta içinde normale dönüyor. Ancak hastalar için sendrom anı tam bir şok anlamına geliyor.
Stres hormonları devrede
Son araştırmalarda, kırık kalp sendromlu hastaların kalplerinin uç kısmında reseptörlerin fazlalığı dikkat çekti. Bunlar, noradrenalin ve adrenalin gibi stres hormonlarının çekildiği noktalar. Jana Boer, “Duygusal ya da fiziksel stres yaşayan bir kişi bu stres hormonlarını fazlasıyla salgılıyor. Kalbin uç kısmındaki reseptörler stres hormonlarının büyük kısmının burada toplanmasına neden oluyor. Kalp dokusunun gördüğü zarar, kasların ani ve akut hatasına neden oluyor” diyor.
Boer, “Ultrason çekimi kalp krizi izlenimi veriyor. Kan pompalama işleminde zorlanma görülüyor. Ancak damarlar tamamen açık” sözleriyle durumu özetliyor.
Konuya aşina doktor sayısı az
Kırık kalp sendromunda kalp kaslarındaki değişiklikler hızla ortadan kalkıyor, elektrokardiyogram verileri ise normal görünüyor. Jana Boer, konuya aşina olan doktorların sayısının hâlâ çok az olduğuna işaret ediyor. Boer, “5 yıl önce hastalara ilişkin bir veri bankası kurduk. Böylece tedavi için en uygun ilaçları belirlemeye çalışıyoruz” diyor.
Kırık kalp sendromu hastalığını tedavi eden doktorlar tecrübelerini paylaşıyor. Stresin azaltılmasının öncelik taşıdığına dikkat çeken uzman Jana Boer, “Stres anlarının tekrarlanmaması için hastalara psikoterapi uygulanmasının ne kadar önem taşıdığını belirledik” diye konuşuyor.
Boer şunları söylüyor: “Doktorların bu konuda eğitilmesi gerekiyor. Kırık kalp sendromuyla hiç karşılaşmamış olanlar var. Hastaya yaptıkları değerlendirme, ‘Damarlarınız açık. Kalp krizi yok, sağlığınız yerinde’ şeklinde oluyor.”
kirik-kalp1
Veri bankası kuruldu
Kırık kalp sendromu hastalığını araştırmak amacıyla Zürih’te bir veri bankası kuruldu. İtalya, Fransa ve Almanya da projeye katılıyor. Boer, “Kırık kalp sendromu hastalığının tedavi yöntemlerinin saptanması için daha fazla veri toplamalıyız” görüşünü dile getiriyor.
Kırık kalp sendromu hastalarının yüzde 90’ı kadınlardan oluşuyor. Kardiyolog Brück, “Östrojen reseptörlerinin bunda rol oynadığı ihtimali üzerinde duruluyor. Östrojen reseptörleri, hücreleri genişletici özelliğe sahip nitrat reseptörleriyle çok benzer yapıda” diyor.
Neden kadınlar yakalanıyor?
Özellikle 50 yaşın üzerindeki ve menopoz dönemindeki kadınların hastalığa yakalanma riskinin yüksek olduğuna dikkat çeken uzman Jana Boer, sözlerine şöyle devam ediyor: “Kadınlık hormonu östrojen bizi büyük ölçüde kırık kalp sendromundan koruyor. Menopoz dönemindeki kadınlar strese karşı daha hassas. Stres karşısında östrojen seviyesi düşüyor. Östrojen korumasından yoksun kadınlar stres hormonlarının etkisine daha açık hale geliyor. Bu, kırık kalp sendromuyla sonuçlanabiliyor.”
Kırık kalp sendromu, ilk kez 1990’lı yılların başlarında Japon uzmanlarca tanımlandı. Deprem ülkesi Japonya’da akut stres ve sonuçları hakkında birçok araştırma projesi yürütülüyor. Doğal felaketlerin insan üzerindeki etkisi inceleniyor. Heribert Brück, “Depremlerin kalp kriziyle ilgisi olmayan ölümlere yol açtığı belirlendi” diyor. Japonya’da hastalığa Takotsubo Kardiyomiyopatisi adı veriliyor.
Kaynak: DW Türkçe