Oturmuşuz evimizde bir akşam yemeğinde, bir sabah kahvaltısında, iyi kötü sıcak yuvamızda, sevdiklerimizle Allah ne verdiyse bir sofra.
Düşünmeliyiz, savaş çocuklarını, düşünmeliyiz, sokak çocuklarını, düşünmeliyiz, aç,açık yatanı, düşünmeliyiz isteyeni, bilhassa istemekten utananı.
Düşünmekle kalmamalıyız, düşünmek, yalnızca düşünmek, neye yarar eyleme dönüşmeden. Kendimizi üzmekten başka, neye yarar yalnızca düşünmek.
Sormalıyız kendimize ne yaptık? Ne yaptık çıplak ayaklarla sokakta dolaşan bir çocuk için? Ne yaptık savaşın durması için? Ne yaptık hüzünle bağrı yanan annelerin göz yaşını dindirmek için? Ne yaptık aç, açık kalan için? Ne yaptık okumaya kitap bulamayan çocuk için? Ne yaptık çocuğunu doyuramadığı için, sabaha kadar çocuğunun açlıktan ağlamasına, ağlaması karışan yoksul anne için?
Bir şey yapmalıyız, bir şey yapmalıyız küçükte olsa düşünmekten başka. Bir şey yapmalıyız,bir kıpırtıda bulunmalıyız. Bir yerlerinden dokunmalıyız sazın teline, bir yerlerden dokunmalıyız eğri büğrü giden işlere.
İnsanız biz görevimiz sadece kendimiz değiliz elbet. İnsanız biz, bizi mutlu kılacak vicdan içimizde. İnsanız biz bizim vicdanımızı rahatlatacak tek şey, dünyada yanlış giden işlere el atmaktan geçer.
Aynaynın karşısına geçmeliyiz sormalıyız kendimize ne yaptık? Konuşmaya hakkımızın olması için ne yaptık. Biz aynı geminin içindeyiz düşünmeliyiz elbet,düşünmekten öte geçip bir şey yapmalıyız!
Mirza TAZEGÜL
Pisikonet