Anadolu Aslanları İşadamları Derneği (ASKON) tarafından düzenlenen kahvaltı programı, ASKON derneği üyesi Ali Türkan’ın 15 Temmuz Darbe Girişiminin 40. günü olması nedeniyle 15 Temmuz gecesi şehit olan asker, polis ve sivil halkımız adına okunan Yasin-i Şerif ile başladı.
Okunan sure ve yapılan duanın ardından Anadolu Aslanları İşadamları Derneği Şube Başkanı Furkan OKUDAN’ın yaptığı konuşmada ’15 Temmuz gecesi ülkemizde acı bir tecrübe yaşadık, yaşadığımız bu tecrübeden Türk Milleti’nin genlerinde bulunan cesareti ve yürekliliği sayesinde Türk Silahlı Kuvvetleri’nin emir komuta zincirinin dışında, ordumuzun imkanlarını gasp etmiş FETÖ/PDY silahlı terör örgütü tarafından girişilen darbe operasyonuna karşı zafer elde edilmiştir. Bu zaferde, haince planlanmış oyunlara kanmayan şanlı Türk Ordusunun şerefli askerlerine, olayların daha kötü noktalara gelmemesi adına görevi başında mücadele eden kahraman Türk Polisine, tek yürek şekilde hareket eden yüce Türk Milletine bugün bu kürsüden konuşabilme imkanımızı elimizden alınmasına müsaade etmedikleri için teşekkür ediyorum.’ dedi.
Samsun Valisi İbrahim ŞAHİN konuşmasında ‘Hepinize hayırlı sabahlar diliyorum afiyet olsun. Türkiye çok zor bir süreç yaşadı. İnşallah şer gibi görünen bu olaylar zinciri ülkemiz için hayırlara vesile olacak. Bu sebeple Ülkemiz önümüzdeki çok kısa süre içerisinde süper güç veya önemli devletler içerisinde yerini alacaktır. 15 Temmuz’la ilgili olarak herkes bir şeyler söylüyor. Özellikle bazıları sesini çok yükseltiyor onlara çok itibar etmemenizi ısrarla söylüyorum. Sürekli televizyonlara çıkıp gazetelere demeç veren insanların aslında arkalarında bir sürü defolar olduğunu görüyoruz. Ben biraz bu yüksek sesle bağıranları kendi kusurlarını örtmeye çalışan insanlar gibi görüyorum. Türkiye 15 Temmuz sürecini çok kısa sürede atlattı. Bu tarz kalkışmanın % 1’ i batı ülkelerinde olsa kıyameti kopartırlar. Paris’teki saldırıda bütün dünya liderlerini toplayıp kol kola yürüdüler. Bizim 15 Temmuz Darbe Girişimi gecesinde 241 şehit ve 2000’in üstünde gazimiz, yaralımız var “geçmiş olsun” dileklerinde bile bulunmuyorlar. 15 Temmuz darbe girişimi aslında Türkiye’nin savaşamaz hale getirilmesi projesiydi.
Dün Amerika’nın iki numaralı ismi Türkiye’ye geldi. Çok alt seviyede karşılandı. Bu gelişleri bir ders niteliğindeydi. Kapıda Samsun’lu hemşehrimiz olan Washington Büyükelçisi Serdar KILIÇ ve protokol gereği bir Vali Yardımcımız vardı. Tüm bunları yaparken mesajımız aslında biz sizden rahatsızız, tutumunuzu beğenmiyoruz, bu yaptıklarınızı tasvip etmiyoruz, terör örgütü liderini ülkenizde barındırıyorsunuz, vermiyorsunuz mesajıydı. Biz sürekli Amerika’yı hep stratejik ortak gördük ama bakıyoruz ki hep sırtımızdan hançerleniyoruz. Bu yıllarca bizi üzdü. Alternatif bulamadık, ama şimdi şöyle bir şansımız var. Ülkemiz çok güçlü bir liderle yönetiliyor. Yeri geliyor kafa tutuyor, yeri geliyor ayar veriyor. İslam Coğrafyası üzerinde demokrasi ile yönetilen tek ülkeyiz. 15 Temmuz darbe girişimi, aslında demokratik yapıyı yıkmak üzere planlanmıştı. 15 Temmuz darbe girişimi eşkıyalar güruhu tarafından başarıya ulaşmış olsaydı, Türkiye de bir rejim değişikliği olmayacak ülkenin doğusundaki satılık askerler sınırı boşaltacak, güney sınırındaki askerleri komutanları geri çekecek bir taraftan Işid’ciler, bir taraftan YPG’ liler, bir taraftan PKK’lılar eğer bu darbe girişimi başarılı olsaydı içeriye sızacaklardı. Belli yerlerde patlamalar, canlı bombalar patlatacaklardı. Diğer taraftan bize dost gibi görünen ülkeler bizi güya kurtaracakmış gibi bombalayacaklardı, tıpkı Suriye’ de yaşananlar gibi.
Silahlı Kuvvetlerimiz yurt dışında Nato içerisinde en büyük 2. Ordu. Dünyada da sayılı ordular arasında sayılı ülkeler arasında. Bazı askerler kafasını, beynini başkalarına satmış. İşte Pensilvanya’daki meczuba adeta kafalarını teslim etmişler. Bundan sonraki süreçte çok daha dikkatli davranmamız gerekiyor. 15 Temmuz darbe girişimi bize bir şeyi daha gösterdi. Güçlü olduğunuz taktirde, milli gelir seviyemizin 15-20,000 dolar seviyesine çıktığı taktirde bunlar kendilerine insan bulamayacaklar. Ekonomisi güçlü olan hiçbir ülkede darbe girişimi de olmaz, ihtilal kavramı da olmaz, bunlar zihinlerinden bile geçmez. Ailelerin ekonomik durumları iyi olması, bu yapılanları çok iyi başaramayacaklar anlamına gelir. Hepimize çok ciddi görevler düşüyor. Gerçekten çok çalışmak durumdayız. Ekonomik olarak çok çalışmak zorundayız. Ekonomik durumları zayıf olan ailelerin çocuklarını imkansızlıkları olduğu için okutmak adına beyinlerini kiralıyorlar adete mankurt hale dönüştürüyorlar.
Müslümanlara en yakışan şey; olabildiğince iftiradan, dedikodudan uzak durup net bilgileri vermek. Kendilerini kurtarmak adına sırf başkalarına çamur atmayı bir maharet sayan bir topluluk ortaya çıkıyor. Biz diyoruz ki ne bir eksik, ne bir fazla, bu yapıya su taşımış biri varsa mutlaka onun ortaya çıkması, ama günahsız bir adamı buna dahil etmek her şeyden önce iftira olur.
Özellikle İslam coğrafyası bizden çok ciddi beklentiler içerisinde, orada insanlar katledilse, üzerlerine taş yağsa “biz şimdi ne yapalım” diyemeyiz böyle bir lüksümüz yok, biz Osmanlı coğrafyası üzerinde kurulmuş bir devletiz. Biz devlet olarak sağlıklı bir eğitim sistemi kurmuş olsaydık, bu FETÖ/PDY terör örgütü okullar kurup bu boşluğu değerlendiremezlerdi. Eğer ticareti, sanayiyi iyi yapsak, bu yapıda oradan sızmazdı. Onun için biz işimizi iyi yapmak zorundayız. Dini bilgileri sağlıklı vermiş olsaydık bu sapkın yapıya insanlar koşup gitmezlerdi. Her birimize ciddi görevler düşüyor oturacağız, başımızı iki elimizin arasına alacağız karar vereceğiz ve uygulayacağız. Bugün burada bir arada olmamızın bir başka sebebi var. Bizim sizden beklentilerimiz şu; bir takım dedikoduları, olumsuzlukları bir takım ayak oyunlarını kenara bırakıp bir müslüman şahısa, bir müslüman insana yaraşır şekilde işimize bakmamız gerekiyor.
Samsun esnafı, iş adamları olarak üzerimize görevler düşüyor, daha önce yürüyorsak artık koşar adımlarla ekonominin düze çıkmasıyla ilgili çok ciddi mücadele vermemiz gerekiyor. Çünkü eğer üretim yapamazsak bir yere varma şansımız yok. Onun için üreteceğiz ki para kazanacağız. Bunu yapamazsak başka ülkeler bir şekilde sızarlar başka ülkelerin ürünlerini satarız. Beni en çok yaralayan şeylerden biri de şu anda içinde kahvaltı yaptığımız otel ismi dahil olmak üzere Samsun genelinde Avrupa’daymışsınız gibi işletmelerin tabelaları yabancı, bizim bunları aşmamız, kendimize gelmemiz gerekiyor. Tabi ki evrensel olmak zorundayız ama kendi benliğimizi yitirirsek bir anlamı kalmaz. Aslımızı, kökümüzü yitirmememiz gerekiyor. Ayaklarımızı sağlam basarsak başarırız. Kaygan zemin bizi her zaman düşürür. Onun için yöneticiler olarak sizlere destek olacağız. Akşam, sabah bir araya geleceğiz ve ülkemizin geleceğini tartışacağız. Ekonomik göstergeler iyi olursa mesafe alırız. Kötü olursa ağzımızın tadı kaçar. Bu anlamda Samsun’daki iş adamlarına, esnafa çok iş düşüyor.
Olağanüstü hal süreci Sayın Başbakanımızın söylediği gibi halka yönelik bir olağanüstü hal kararı değil, bu devlete verilmiş olağanüstü hal kararıdır. Devletin içine sızmış kamu yapısının, kamu kurumunda çalışanların bir şekilde ayıklanmasıyla ilgili bir olağanüstü hal kararıdır. Onun için de vatandaş olarak, esnaf olarak tahmin ediyorum ki; çok olağanüstü hali hissetmiyorsunuz. Biz, yolumuza çok hızlı bir şekilde devam edeceğiz, yoksa başka ülkeler ülkemiz üzerinde başka hesaplar kurarlar. Türkiye sadece Asya ile Avrupa arasında bir köprü değildir. Türkiye, yani Anadolu coğrafyası aynı zamanda bir enerji köprüsüdür, zaten temel problem burada. Bizim coğrafyamızın zorluğu da bu. Bir doğalgaz boru hattı bizim ülkemizden geçmek zorunda. İsrail, Doğu Akdeniz’de bir doğalgaz bulmuş olmasına rağmen Türkiye ile anlaşmayı bekledi, Türkiye olmadan doğalgazı ihraç edemedi. Türk Cumhuriyetlerinin doğalgaz boru hatları da ülkemizden geçmekte. Bugün Suriye’de kavga oluşturmaya çalıştıkları yeni hat bizi adeta boğacak, biz buna müsaade etmeyeceğiz. İşte “Fırat Kalkanı” operasyonu bu. Fırat’ ın batısı bizim kırmızı çizgimiz, eğer orayı da çepeçevre çevrelerlerse güneyimizle ilişkimizi kesecekler. Hesap bunun üzerine. İnşallah bu hesabı da Sayın Cumhurbaşkanımızın dik duruşu, dirayeti, hükümetin bu konudaki kararlılığı, Türk Milletinin, Silahlı Kuvvetlerin buna yaptığı girişim onları akamete uğratacak ve umarız ki bu iş çok hızlı bir şekilde sükunete erer ve bizim tanklarımız, askerlerimiz sınırlarımıza döner. Hep beraber elbirliği ile mücadele edeceğiz. Katılımınızdan dolayı hepinize teşekkür ediyorum. Sizleri sevgiyle ve saygıyla selamlıyorum.’ dedi.
Konuşmaların ardından Anadolu Aslanları İşadamları Derneği şube başkanı Furkan OKUDAN, Vali İbrahim ŞAHİN’e ve kahvaltı programına katılan protokol üyelerine bir tablo takdim etti.
ASKOM derneğinin düzenlediği kahvaltı programına ayrıca Garnizon Komutanı P. Albay Sedat BULUT, Cumhuriyet Başsavcısı Ahmet YAVUZ, İl Emniyet Müdürü Vedat YAVUZ ve dernek üyeleri katıldı.