Alaatin Çakıcı’nın dostlarından olan Üzeyir Çakmaktaş’tan Firar komplosu iddiasına Açıklama!

Bolu F Tipi ceza evinde yatmakta olan Alaattin Çakıcı kısa bir süre önce Kırıkkale F tipi ceza evine nakledildi. Nakil ardından dışarıdaki dostları tarafındandan mektuplarına devam eden Alaattin Çakıcı bu kez gündeme bazı medya kuruluşları tarafından cezaevinden kaçırılacak söylemleriyle haber düzenlediler. Alaattin yakın dostlarından olan Üzeyir Çakmaktaş Bolu’da kaldıkları süre içerisinde geçirmiş olduğu ameliyat ve tedavi süresince bunun için çok uygun bir ortam olmasına rağmen bunu yapmadıklarını ve böyle bir haberin komplo olduğunu iddia etti.

Üzeyir Çakmaktaş sosyal medyadan yapmış olduğu açıklamada bunları yazdı.

İŞTE O AÇIKLAMA

Bugün ,özellikle atv haber, günboyu Ankara’da üzerlerinde silahla yakalanan şahıslar üzerinden “Alaattin Çakıcı’yı kaçıracaklardı”iddiasını dillendirdi..

Bu algı mühendisliğidir;

Alaattin Çakıcı’yı daha müşkül durumlara sokmak,ızole etmek niyetli üretilmiş komplodur…
Şayet Alaattin Çakıcı firar etmek isteseydi şu an cezaevinde olmazdı..
Bolu Devlet Hastanesinde buna imkan vardı;hatta teklif ettim kabul etmedi..
Asker-polis güvenlik görevlilerini yakmak istemediğini söyledi..

Öyle imkanlar doğdu ki ,tam fırsatıydı:
Yanında refakatçı olarak kalıyordum. Tadilatla birleştirilmiş birbiriyle bağlantılı iki hastane odasında kalıyorduk.Bir odada biz,diğer odada askerler kalıyordu.Çay kahve makinası askerler tarafındaydı. Askerler ,hem kendilerine hem bize çay demliyorlardı. Bir gece uyandı ve bana “askerlere söyle bize çay versinler “dedi.Geçtim askerlerin bulunduğu tarafa.Bir de ne göreyim,tüm askerler uyuyordu. Otomatik silahları orta yerde,kapı anahtarı masanın üzerindeydi. Aralarında gezindim,uyanan olmadı. Döndüm ,abi dedim”askerler uyuyor,anahtarı alıp aşağı inelim,çayı kantinde içelim .”Sadece güldü. “olmaz öyle şey “dedi.

İsteseydi bu koşulda kaçabilir,firar edebilirdi…
İkinci gelişimizde durum daha elverişliydi. İki odayı da bize bırakmışlardı.Asker dışarıya çıkmıştı. Giriş -çıkış bizim kontrolümüzdeydi. Kapı anahtarı bile bizdeydi. İkinci odanın penceresinde demir parmaklık da yoktu.Isteseydi uygun bir zamanda aşağıya sarkarak firar edebilirdi;çok da kolay olurdu..

Yalan yok ,teklif ettim,kabul etmedi…
Bu durum bilinmesine rağmen,”firar hikayesi”üretmek çirkince bir komplo..
Hasta bir insanı cezaevinde daha da sıkmanın,daraltmanın bir mantığı da maslahatı da yoktur..
Allah’tan korkun!